Turkuaz Sağlık AŞ Satış Direktörü Levent Başaran’ın Sağlık Dergisi Röportajı
Turkuaz Sağlık A.Ş. Satış Direktörü Levent Başaran: “Dünya Devi Markalara ve Şirketlere Karşı Yüzde 100 Türk Sermayesi İle Büyük Bir Başarı Hikayesi Yazdık”
Başta medikal kimyasal ürünler olmak üzere dezenfektan ve antiseptik ürünler, reçetesiz ürünler (OTC), gıda takviyeleri, cinsel sağlık ürünleri, dermokozmetik ve kişisel bakım ürünlerinin üretimini gerçekleştiren Turkuaz Sağlık A.Ş. 128 ülkeye yaptığı ihracat ile hem Türkiye ekonomisine önemli katkı sağlıyor hem de dünya devlerine karşı ülkemizi başarıyla temsil ediyor. Turkuaz Sağlık A.Ş. Satış Direktörü Levent Başaran ile sektörün geleceğini ve Turkuaz Sağlık’ı konuştuk.
Öncelikle medikal sektörünün toplam üretim gücünü, ihracatını, ithalatını, iç pazar büyüklüğünü, kaç firmanın faaliyette olduğunu ve toplam istihdamını sizden öğrenebilir miyiz?
Türkiye’de 2018 yıl sonu rakamlarına baktığımızda yaklaşık 2,2 milyar dolarlık bir tıbbi cihaz pazarı söz konusudur. 2020 yılı rakamının tahmini 2,7 milyar dolar olarak gerçekleşeceğini öngörebiliriz. Dünyada tıbbi cihaz pazarı 2018 yılında 498 milyar doları aşmıştır. Pazarın %70’ine ABD, Almanya ve Japonya hakimdir. Bu tabloda Türkiye pazarı dünya pazarının yalnızca %0,5’sini oluşturmaktadır. Türkiye tüketiminin %85’i ithalat %15’i ise yerli üretimdir. Bu rakamlar gösteriyor ki hem dünya pazarında hem de iç pazarda yerli üretici için çok büyük potansiyel var. İKMİB verilerine göre son 10 yılda dörde katlanan medikal sektörü ihracatı, 108,7 milyon dolar seviyesinden 507,9 milyon dolara ulaştı. Tıbbi cihaz sektörünün 2023’te ihracatta 5 milyar doların üzerine çıkarak, ülke ihracatının yüzde 1’ini gerçekleştirme hedefi var.
Medikal sektörünün 2023 yılı üretim, ihracat hedeflerini sizden dinleyebilir miyiz? Şu an bu hedefleri ulaşılabilir görüyor musunuz?
Medikal sektörünün 2023’te 5 milyar dolar ihracata ulaşma hedefi var. Şu an Türkiye’de medikal sektörün halen dışa bağımlılık oranı %85. Ülke olarak ilk hedefimiz dışa bağımlılığın azaltılıp tüketimin yüzde 30’unu yerli üretimle karşılama yetkinliğine ulaşılması. TÜİK verilerine göre, sektörün katma değer oranı ise %25 seviyesindedir. 2023 hedeflerimize ulaşabilmenin anahtarı katma değer oranımızı yükseltmekten geçiyor. Yüksek teknoloji gerektiren tıbbi cihazlar tabii ki yüksek Ar-Ge yatırımı ve yüksek altyapı maliyeti gerektiriyor. Sektör olarak Ar-Ge ve inovasyon kapasitemizi geliştirilerek uluslararası rekabetin bir parçası haline gelebiliriz. Ar-Ge ve inovasyonel ürün geliştirme konusunda gerekli adımları atabilirsek ülkemizin medikal sektöründe bölgesel güç ve referans merkezi olma iddiası gerçekleşebilir bir hedeftir.
Türk medikal sektörünün üretimde avantajlı olduğu ürün grupları neler? Hangi alandaki avantaj sektörü üst seviyeye taşır?
“HER ALANDA İNOVASYONA YATIRIM YAPMAYA İHTİYACIMIZ VAR”
Tıbbi cihazlar sektörü oldukça geniş bir ürün yelpazesini ve teknolojiyi içinde barındırmaktadır. Bu nedenle sektörde yer alan ürünler, geleneksel ürünler olan bandaj ve enjektörden, ileri teknoloji olarak tanımlanan nanoteknoloji ve mühendislik ürünlerini de kapsayan çok geniş ürün çeşidine sahiptir. TÜİK 2010 verilerine göre globalde pazar değeri en yüksek kategori 66,6 Milyar $ ile Teşhis ve Görüntüleme Cihazları kategorisi, bunu ikinci sırada 38 Milyar USD ile Medikal Sarf Malzeme Pazarı izliyor. Üçüncü sırada ise 33,5 Milyar USD ile Ortopedi ve Protez Cihazları yer alıyor. Globalde büyüme hızı en yüksek olan kategori %17,5 yıllık büyüme oranı ise Ortopedi ve Protez cihazları kategorisi. Türkiye’nin sektörel tüketimini incelediğimizde ise 438 Milyon USD’lik teşhis ve görüntüleme cihazları kategorisinin hemen ardından Medikal Sarf Malzeme Pazarı 322 Milyon USD’lik hacme sahip. Bu rakamlar gösteriyor ki medikal sarf malzeme pazarında diğer kategorilere oranla daha güçlüyüz fakat sektörel gelişimi sağlayabilmek için her alanda inovasyona yatırım yapmaya ihtiyacımız var.
Türk medikal sektöründe yaşanan sıkıntılar neler? Bunlarla ilgili kamudan beklentileriniz var mı?
“PİYASA GÖZETİM VE DENETİM FAALİYETLERİNİN YETERSİZLİĞİ HAKSIZ REKABETE YOL AÇIYOR”
2019 yılı aralık ayında İKMİB’in düzenlediği Medikal Sektörü Gelecek Araştırması Çalıştayı’na Turkuaz Sağlık olarak biz de katıldık. Sektörel sıkıntıların dile getirildiği ve çözüm odaklı fikirlerin paylaşıldığı oldukça faydalı bir çalıştay oldu. Tüm sektörel üreticilerin yaşadığı sıkıntıların en başında bu dönem çok konuştuğumuz MDR süreci geliyor. Koronavirüs pandemisi sebebi ile yasal geçiş tarihi ötelense de Avrupa Birliği Tıbbi Cihazlar Regülasyonu ile sertifikasyon süreçlerinde yaşadığımız sorunlar bizim için oldukça yıpratıcı bir süreç. Diğer taraftan ülke olarak izlediğimiz dış politika ve ihracat, ithalat süreçlerinde izlenen politikalar yerli üreticileri zorlamakta, piyasa gözetim ve denetim faaliyetlerinin yetersizliği haksız rekabete yol açmaktadır.
Yurt dışından gelen ithal ürünler kolaylıkla iç pazara giriş yaparken kendi üretimimiz iç piyasa ürünlerine uygulanan prosedürler ithal ürünlerle iç pazarda rekabetimizi zorlaştırmaktadır.
İhracat için ise hedef pazarlarımızda yer alan ülkeler ile ticaret anlaşmalarının sağlanması önümüzü açacaktır. Yurt içi ihale ödemeleri ve yurt dışı teşvik ödemelerinin uzun sürmesi firmaları mali olarak zorlamakta ve rekabet gücümüzü azaltmaktadır. Satın alınan hammadde ve yarı mamul ürünlere %18 KDV ödenirken, satış sürecinde nihai ürünlere %8 KDV uygulanması firmaların kazançlarını ve finansal yapılarını olumsuz etkilemektedir. Diğer taraftan pazarlama, tasarım ve Ar-Ge başta olmak üzere sektörün hemen her alanında nitelikli personel eksikliği yaşanmaktadır. Tüm bu konularda kamu-özel sektör iş birliğinin tam olarak sağlanması ve ihracatçı birliklerinin firma sorunlarına yönelik daha yakından süreçleri takip etmesi ve destek sağlaması medikal sektördeki gücümüzü artırmamıza fayda sağlayacaktır düşüncesindeyim.
Medikal sektörü Ar-Ge merkezlerinde bugüne kadar bize ait ürünler ortaya koyabildik mi? Bunlar neler acaba? Ayrıca dünyada bu ürünlerle Türk markası algısı yaratabildik mi?
“CLASS III SEVİYESİNDE ÜRETİM STANDARTLARINA SAHİP AVRUPA’NIN SAYILI ÜRETİCİLERİNDEN BİRİYİZ”
Bu soruyu öncelikle firmam özelinde cevaplamak isterim. Turkuaz Sağlık A.Ş. olarak medikal sektöründe, kendi alanımızda Class III seviyesinde üretim standartlarına sahip Avrupa’nın sayılı üreticilerinden biriyiz. Araştırma ve geliştirme merkezimizin temelini kaliteye ve insana verdiğimiz değer oluşturmaktadır. Hedefimiz; katma değer yaratacak, uluslararası pazarda rekabet gücümüzü artıracak, ileri teknoloji içeren inovasyonel ürünler tasarlamak ve geliştirmektir.
Ar-Ge faaliyetlerine verdiğimiz önemin bir sonucu olarak 2017 yılında Bilim ve Teknoloji Bakanlığı tarafından verilen Ar-Ge Merkezi belgesini almaya hak kazandık. Ar-Ge merkezimizde patenti geliştirilen Gynotal® Obstetrik Jel ve Gynoseed ® Gebelik Kolaylaştırıcı Jel gibi çeşitli ürünlerimizle, dünyanın sayılı üreticileri arasına girerek, sektörün dizayn edicilerinden biri olduk. TÜBİTAK’a sunulmuş olup patent başvuru süreci devam eden yeni projelerimiz de devam ediyor.
Ar-Ge alanında yavaş yavaş farkımızı ortaya koymaya başladık fakat sadece inovasyon üretmek yetmiyor inovasyonu doğru fiyata imal etmek ve aynı zamanda doğru tanıtmak da gerekiyor. Marka gücü yaratabilmek için daha çok pazarlama yatırımına ihtiyacımız var. Türk markası algısı için ülkemizin ‘Discover the Potential’ mottosu ile yürüttüğü kampanya başarılı gidiyor diyebiliriz ama bunun pek çok ayakta desteklenmesi gerekir.
Yaşanan Yeni Koronavirüs sürecini sektörünüzü de yakından ilgilendirdiği için nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu konudaki başarılı üretim stratejisiyle birçok ülkeye maskeden diğer ihtiyaçlara kadar yardım yapıldı. Bu süreçte sektör adına fırsatlar olabilir mi? Sektör olarak neler yapmalı? Yeni dönemde medikal sektörü dünyada nereye gelebilir?
“ÜLKEMİZİN DEZENFEKTAN SATIŞI GEÇEN YILIN AYNI DÖNEMİNE GÖRE 10 KAT ARTIŞ GÖSTERDİ”
Yeni tip koronavirüs Covid-19 tüm dünya için büyük bir yıkıma sebep olsa da bazı sektörler için yeni fırsatları da beraberinde getirdi. Maske, eldiven ve dezenfektan gibi koruyucu ürünler çok büyük önem kazandı. İKMİB’in yayınladığı rapora göre ülkemizin dezenfektan satışı geçen yılın aynı dönemine göre 10 kat artış gösterdi.
Pandeminin uzak doğuda başlayıp mart ayına kadar ülkemizde vaka görülmemiş olması 2020 ilk 3 aylık dönemde özellikle Avrupa ve sonrasında Amerikalı satın almacılarının rotayı Türkiye’ye çevirmesine sebep oldu. Bu sayede dünyanın dört bir kösesine sağlık ürünlerimizi ulaştırdık. Görüyoruz ki Covid-19 salgını 2009’da yaşanan H1N1 gribine kıyasla hayatımızda çok daha derin etkiler yaratarak dezenfektan, maske gibi ürünleri hayatımızın bir parçası haline getirdi.
Sadece cilt dezenfektanları değil yüzey dezenfektanları da büyük oranda normal temizlik ürünlerine kıyasla hayatımızda yer edecek. Türk üreticileri olarak bu alandaki ihtiyacı karşılayacak güce ve çok büyük bir üretim potansiyeline sahibiz. Dolayısı ile bu fırsatı doğru değerlendirmeli ve global pazardaki konumumuzu güçlendirmek için sektör olarak daha çok çalışmalıyız.
Sektörel sorularımızın dışında firmanız ile ilgili de bilgi alabilir miyiz? Ne zaman faaliyete geçtiniz, kaç kişi istihdam ediyorsunuz?
“230 KİŞİLİK TURKUAZ AİLESİ OLARAK, GLOBAL ARENADA ÜLKEMİZİ BAŞARIYLA TEMSİL EDEN, MEDİKAL SEKTÖRÜN LİDER ÜRETİCİSİYİZ”
2000 yılında Ultrason Jeli üretimi ile faaliyete başlayan Turkuaz Sağlık, bugün dünya çapında üretim gerçekleştiren, sektöründeki ilk 5 büyük firmadan biri. 20 yıl içinde dünya devi markalara ve şirketlere karşı yüzde 100 Türk sermayesi ile büyük bir başarı hikayesi yazıldı. 2016 yılında TOBB tarafından yapılan Türkiye’nin en hızlı büyüyen şirketleri sıralamasında ilk 100 firma arasında yer aldık. 2017 yılında ise Akbank’ın bir iştiraki olan Ak Portföy Girişim Sermayesi Yatırım Fonu ile ortaklık gerçekleştirerek sermayemizi ve kurumsal yapımızı güçlendirdik.
2018 ve 2019 yıllarında üst üste iki yıldır İKMİB tarafından organize edilen İhracat’ın Yıldızları ödül töreninde, medikal sektöründe en fazla ihracat yapan ikinci firma olarak ödüllendirildik. Bugün geldiğimiz noktada, 230 kişilik Turkuaz ailesi olarak, global arenada ülkemizi başarıyla temsil eden, medikal sektörün lider üreticisiyiz.
Konix, KLY, Konicare, Mediseptica, Gynoseed, Gynotal ve Joydrops gibi dünya çapında bilinirliğe ulaşmış markalarımızla ve özel markalar için ürettiğimiz OEM ürünlerimizle, Türkiye’de ve 128’den fazla ülkede dünyanın dört köşesine sağlık ürünlerini ulaştırıyoruz. İleri teknoloji ile üretilen 200’den fazla ürün çeşidimiz ile çok geniş bir ürün yelpazesine sahibiz. Ürün portföyümüz arasındaki; gama ışını ile sterilize edilmiş tek kullanımlık Konix Steril Ultrason Jeli, endoskopi, kolonoskopi ve jinekolojik muayeneler için özel olarak formüle edilmiş KLY Steril Lubrikant Jel ve üretraya kateter, sistoskopi veya başka bir tıbbi alet uygulamadan önce kullanılan steril Konix Kateter Jel, Türkiye’nin ilk biyosidal ruhsatlı el jeli olan Konix El Dezenfektan Jeli, dünyada iki üreticiden biri olduğumuz ve doğum süresini kısaltarak daha kolay ve güvenli bir doğum sağlayan Gynotal Obstetrik Jel gibi ürünler rekabette fark yaratmamızı sağlayan katma değeri yüksek ürünler arasında yer alıyor.
Üretim kapasiteniz, cironuz, ihracatınız ve ihraç pazarlarınızı öğrenebilir miyiz? Ayrıca bu konular çerçevesindeki hedeflerinizden bahsedebilir misiniz?
“ÜRÜNLERİMİZİN %80’İNİ 128 ÜLKEYE İHRAÇ ETMEKTEYİZ”
Temmuz ayında faaliyete geçen ikinci üretim tesisimiz ile birlikte, İstanbul’da toplam 26.500 m² kapalı alan içerisinde toplam 14 üretim hattına sahip ve son teknoloji ekipmanlar kullanılarak üretim faaliyeti gerçekleştiriyoruz. Güncel yatırımlarımızla 20. yılımızda mevcut tesislerimize ilave olarak farklı inovatif ihtiyaçlara cevap verecek Ar-Ge alanı ve üretim kapasitemizi artıracak yeni tesisimiz ile sektörü beslemeye ve yatırım-üretim-istihdam-ihracat değer zincirine katkıda bulunmaya devam edeceğiz. 2019 yılında 75 Milyon TL ciro gerçekleştirdik. Ürünlerimizin %80’ini 128 ülkeye ihraç etmekteyiz. Ana ürünlerimizden biri olan Ultrason jeli ürün grubunda, 2019 yılında gerçekleştirdiğimiz yeni hat yatırımlarımızla ultrason jeli üretim kapasitemizi yüzde 65 oranında artırdık.
Bu ürün grubunda Avrupa’nın en büyük, dünyanın sayılı üreticileri arasında yer alıyoruz. Yeni fabrika yatırımı ile artacak üretim kapasitemiz sayesinde bu kategorideki liderliğimizi açık ara daha da ileriye taşıyacağız. Diğer taraftan Covid-19 pandemisi sebebi ile hem cilt antiseptikleri hem de yer ve yüzey dezenfektanları ürünlerimize de çok yoğun talep var. Yeni fabrikamızın faaliyete geçmesi ile birlikte Beylikdüzü üretim tesisimizi ağırlıklı olarak Dezenfektan ve Antiseptik ürünlerimizin üretimi için kullanmayı planlıyoruz. Bu sayede dezenfektan üretim kapasitemizi de sektör ihtiyaçlarına paralel olarak artıracağız. Mediseptica markası altında lanse edeceğimiz yeni ürün serimizde yenilikçi ve güvenilir dezenfeksiyon ürünleri ile müşterilerimize profesyonel çözümler sunmayı hedefliyoruz. İlerleyen süreçte, orta vadeli olarak planımız Gıda Takviyeleri alanına yatırım yaparak ürün gamımızı genişletmek.
Firmanızı ve Türk medikal sektörünü gelecekte hangi noktada hayal ediyorsunuz? Bunun için neler yapıyorsunuz?
“YENİ TESİSİMİZLE BİRLİKTE AR-GE MERKEZİ ALANIMIZI 4 KATINA ÇIKARDIK”
Türk medikal sektörünün potansiyelinden ve inovasyona daha fazla önem verdiği takdirde çok daha iyi noktalara ulaşabileceğinden zaten bahsettik. Firmamız özelinde bir değerlendirme yapacak olursam; Turkuaz Sağlık A.Ş., 20 yıllık serüveninde, ihracat odaklı çalışarak pek çok ilki gerçekleştirmiş ve sayısız başarıya imza atmıştır. Turkuaz’ı bu noktaya getiren en önemli unsurlardan biri Ar-Ge’ye verdiği önemdir. Ar-Ge Merkezi birimimiz şirketimiz içinde stratejik öneme sahip ve yeni tesisimizle birlikte ArGe merkezi alanımızı 4 katına çıkardık. Sektör için geliştirdiğimiz inovasyonel ürünler fark yaratmamızı sağlayacak ve bizi rekabette üstün kılacaktır. Diğer taraftan dünyanın dört bir yanına uzanan geniş bir satış ağına sahibiz.
Bugüne kadar sektörel fuarlara katılım gerçekleştirerek sektörün nabzını tuttuk fakat yeni normal düzenle birlikte önümüzdeki süreç çok fazla birebir temasa izin vermeyecek gibi görünüyor, bu aşamada özellikle dijital pazarlamadan faydalanarak potansiyel müşterilere ulaşma ve ürünlerimizi tanıtma fırsatı buluyoruz. Sonuç olarak 20 yıllık tecrübe ve uzmanlığımızın yanında yeni dünyayı yakından takip eden, trendleri gözlemleyen ve bunu iş modelimize yansıtan bir yapıya büründük. Gerek belgelendirme ve sertifikasyondaki gücümüz gerek se Ar-Ge ve SAP tabanlı ERP teknolojik altyapımızla Turkuaz Sağlık A.Ş. olarak Türkiye’nin medikal sektörde kendi alanında lider üreticisi olarak sektöre katkı sağlamaya devam edeceğiz.